12 Eylül 2015 Cumartesi

KEMÂL KAPLAN: "6-7 EYLÜL'ÜN ARKASINDAKİ BİLİNMEYEN ÖRGÜT"

6-7 EYLÜL'ÜN ARKASINDAKİ BİLİNMEYEN ÖRGÜT  

- Fitili ateşleyen BOMBACI, nasıl VALİ oldu?
- Asparas haberi yapanlar hangi MAKAM ve MEVKİLERE GELDİ?
- Olayları hazırlayan Özel Harp Dairesi nasıl itiraf etti?
- Sahada hangi örgüt nasıl kullanıldı.
- Yağmalanan kumaşlar Beyoğlu'nda dükkanlara yeniden nasıl satıldı?
- Hem dindarlar hem Ulusalcılar nasıl kışkırtıldı?
- 6-7 Eylül olmasaydı BEYOĞLU Dünya Moda Merkezi mi olacaktı?


Kemâl Kaplan

6-7 Eylül 1955 yılında Beyoğlu'nda yaşananlar hakkında çok şey söylendi. Yazıldı-çizildi. Biz bugüne kadar söylenmeyenlere değineceğiz. Arka planda oyunun HEM GÖRÜNEN HEM DE GÖRÜNMEYEN KADROSUNA BAKACAĞIZ.
Bu yazıya "Bir Başka açıdan 6-7 Eylül" de diyebiliriz.
6-7 Eylül olaylarının başlamasına sebep olarak İSTANBUL EKSPRES Gazetesi'nin haberi gösterilir. Haber asparagas olmakla beraber büyük yankı uyandırdı. Yıllar sonra gazete sahibi MİTHAT PERİN ile yapılan röportajda kandırıldığını söylüyordu. Perin'e göre onu kandıran GÖKŞİN SİPAHİOĞLUydu. Sipahioğlu Fransa'da dünyanın en ünlü haber ajanslarından biri olan SIPA'nın kurucusudur.
Herkesin malumu gazete haberinde Atatürk'ün Selanik'teki evinin bombalandığını söylüyordu. Ne olduysa bundan sonra oldu. Beyoğlu'ndaki gayrimüslümlerin dükkânları yağmalandı. Yıllar sonra bunun 'sermayenin el değiştirmesi' olarak yapılan bir komplo olduğu söylendi.
Fakat 6-7 EYLÜL OLAYLARINDA BAŞROL OYNAYAN VE HALKI GALEYANA GETİREN ÖRGÜT HİÇBİR ZAMAN DEŞİFRE EDİLMEDİ.
İLK KEZ BURADA OKUYACAKSINIZ:
Araştırmacı Nuri Kaymaz uzun çalışmaları sonucu 6-7 Eylül olaylarının arkasındaki örgüte ulaştı. Kaymaz'ın HAMALLAR ile ilgili araştırma yaparken, ulaştığı bilgiler dudak uçuklatan türdendi.
Özel Harp Dairesi tarafından organize edilen olayların pratikteki uygulayıcısı HAMALLARDI. Hamallar son derece örgütlü bir meslek teşkilatı olduğundan yönetilmesi, sevk ve idaresi son derece kolaydı.
Yağmayı ilk başlatan onlardı. Halkı galeyana getiren ve ön sırada hep onlar bulunuyordu. Olaylar sonrasında Atatürkçü Düşünce Derneği başkanlığına getirilen HAMALLAR olduğu gibi, sınıf atlayan, HOLDİNG SAHİBİ olan HAMALLAR da vardı.
BOMBACI-ÖHO VE BASIN ÜÇGENİ
Başa dönelim ve olayların fitilini ateşleyen "bombalamaya" değinelim. Benzer bilgileri web üzerinde bulabileceğinizden size, hülasa vereceğim. Bağlantıları değerlendirmeniz daha sağlıklı olacak. Sonra NURİ KAYMAZ'ın araştırmalarına dönüş yapacağız.
6-7 Eylül olayları birkaç ayakta vukû buluyor. Önce bombalama meselesi var. Olayların başlamasına sebep olan FİGÜRLER çok enteresan biçimde hepsi mesleki kariyer ve ekonomik olarak 6-7 Eylül'den sonra yükselmişler.
a- Atatürk'ün Selanik'teki evine bir ses bombası atılıyor. Yunan polisi fail olarak iki kişiyi yakalıyor. İkisi de Türk; Hasan Uçar ve  Oktay Engin. Failler için Türk konsolosluğu iki avukat tutuyor. Yunan avukatlar zanlıların suçlu olduğunu görüyorlar ve savunmayı bırakıyorlar. Bu defa konsolosluktaki hukuk müşaviri bombacıları savunmaya başlıyor. 9 ay tutukluluktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan faillerden Oktay Engin Türkiye'ye kaçar. Hasan Uçar ise 2 yıl cezaevinde kalır. fitilin ateşlenme olayı budur.
b- Bir ses bombası İstanbul'da atom bombası gibi patlayacaktır. İstanbul Eskpres Gazetesi olayı manşetten verir. Fakat evin bombalandığını yazar. Gazete sahibi Mithat Perim, gazetenin Yazı İşleri Müdürü olan Gökşin Sipahioğlu tarafından kandırıldığını iddia etmektedir. O gazetenin baskısını durdurmuş, fakat Perim'den habersiz gazete yeniden basılmıştır. Hem de matbaa da o esnada kağıt yok iken. Perim yıllar sonra, Sipahioğlu'nu MİT'in kullandığını iddia etmiştir.
c- Özel Harb Dairesi eski başkanı Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, Fatih Güllapoğlu'nun 'Tanksız, Topsuz Harekat' isimli kitabında,  şunları söylemiştir: "6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir ve iyi bir örgütlenmeydi. Amacına ulaştı. Sorarım size bu muhteşem örgütlenme değil miydi?"
ÜÇ İSME NE OLDU?
Oktay Engin, Mithat Perim, Gökşin Sipahioğlu.
Üç isme ayrı ayrı bir bakalım.
OKTAY ENGİN: Tutuksuz yargılanırken Türkiye'ye kaçtı. 3,5 yıl ceza almasına rağmen Türk hükümeti Engin'i iade etmedi. Engin o tarihte 21 yaşında bir hukuk öğrencisiydi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde  kaldığı yerden  devam etti. Mezun olduktan sonra kaymakamık sınavlına girdi. Çankaya Kaymakamı oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü Siyasi İşler Müdürlüğü görevine getirildi. Onu bu göreve getiren kişi Emniyet Genel Müdürü Hayrettin Nakipoğlu, 6-7 Eylül'de Beyoğlu Kaymakamıydı. Nakipoğlu başarılı bulunmuş ki, 6-7 Eylül 'den hemen sonra İstanbul Emniyet Müdürü olarak atanmıştı. Oktay Engin en son Nevşehir valisi olarak görev yaptı.
MİTHAT PERİN: İstanbul Ekpres Gazetesi'nin sahibi idi. Olaylardan iki yıl sonra yani 1957'de  DP'den İstanbul milletvekili oldu.  1958 yılındaki 'Dokuz Subay Olayı'nın hükümete bildirilmesinde rol oynadı. 60 darbesinde Yassıadaya gönderildikten sonra hüküm giyerek, 33 ay Kayseri cezaevinde yattı. 1962 yılında tekrar gazeteciliğe döndü. Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyeliği, İstanbul ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlıkları görevlerinde bulundu.
GÖKŞİN SİPAHİOĞLU: Gazeteciliğe devam etti. 1960'larda dünyanın siyasi ve askeri kriz yaşanan kimsenin girmeyi başaramadığı ülkelerine girmeyi başararak, dünya basınına fotoğraflar geçti. 1969'da Fransa'da kurduğu SIPA Press dünyanın en büyük fotoğraf ajansı oldu. Sipahioğlu çalıştırdığı gazetecileri olay çıkacak bölgelere olaylar daha çıkmadan göndermekle ünlendi.  MİT'in Avrupa'daki önemli kaynaklarından birinin Sipahioğlu olduğunu da eklemek gerek.
6-7 Eylül'den sonra hepsinin önü açılmış vesselam...
NURİ KAYMAZ'IN BULGULARI - HAMALLAR VE DÜNYANIN MODA MERKEZİ
Araştırmacı Nuri Kaymaz henüz yayınlanmamış çalışmasında HAMALLARIN 6-7 Eylül olaylarında nasıl kullanıldığını gözler önüne seriyor.
İşte KAYMAZ'ın bulguları:
- Olayların alt yapısının hazırlandığını şöyle anlıyoruz: İki ay kadar önce, Süleymaniye Camii'nde cuma vaazında "Din elden gidiyor" mesajları veriliyor. Bölgede çalışan yüzlerce hamal cumaları bu camiye gidiyor.  Aynı tarihlerde çeşitli gazete ve dergilerde de "Atatürkçülük elden gidiyor" diye haberler yapılıyor. Halk katmanları olaylara hazırlanıyor.
- Beyoğlu'ndaki Ermeni ve Rum terziler ortak bir girişimle, Beyoğlu'nun dünya moda merkezi olması için çalışmalara başlıyor. 6-7 Eylül'den sonra bu terziler Paris ve New York'a kaçıyor. Yıllar içinde bu iki şehir çok önemli moda merkezi oluyor.
- Talan sadece Beyoğlu'nda değil. Sirkeci ve Sultanhamam'da da gerçekleşiyor. Tabii Rum ve Ermeni dükkânlarına.
- Beyoğlu'ndan yağma edilen kumaşlar, hamallar sayesinde örgütlü olarak Bursa'ya gönderiliyor. Burada depolarda bir süre bekletildikten sonra, Beyoğlu'nun yeni sahiplerine satılıyor.
- Beyoğlu'nda sermaye el değiştiriyor. Yahudi dükkânları yağmalanmıyor. Olaylardan sonra bugün çok iyi bildiğimiz bazı ünlü markalar ortaya çıkıyor. Ama çok ünlü... (Nuri Kaymaz isimlerin şimdilik açıklanmasını istemiyor.)
-   6-7 Eylül'den sonra Atatürkçü Düşünce Derneği başkanlığına getirilen hamal da var. Holding kuran hamal da...
- Hamallar özellikle tekstil sektörü için finansördüler. Hamal başlarında toplanan paralar, tekstilcilere faiz karşılığında borç verilirdi. Hamallar bu sistemi bazı bankerleri finanse etmek için de kullandılar.
Nuri Kaymaz'ın elde ettiği verilerde o dönem yağmada rol oynayan hamalların çocuklarının itirafları bulunuyor. İsimler açıklandığı takdirde ÇOK AMA ÇOK BÜYÜK GÜMBÜRTÜ ÇIKACAĞI KESİN.
 DİKKAT: Yazının izinsiz olarak her türlü ortamda kullanılması, 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanunu gereğince yasaktır. Sadece link verilerek paylaşılabilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder